28 Haziran 2013 Cuma

Ölümde var..!





ÖLÜMDE VAR..! 


 HER CANLI ÖLÜM'Ü TADACAKTIR..! 

ALLAH C.C

Ey Muhammed! Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı? Senin ölmenle rahata kavuşacaklarını mı sanıyorlar?

(ENBİYA/34)


Allah, sizi yarattı, sonra da sizi öldürecektir. 
İçinizden kimi de, biraz bilgiden sonra eşyayı önceki bildiği gibi bilmesin diye, ömrün en kötü çağına kadar yaşatılır. Şüphesiz ki Allah çok bilgili ve büyük kudret sahibidir.

(NAHL/70)


Sonra siz bunun ardından, muhakkak ki öleceksiniz. 

(MÜ'MİNUN/15)


Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.

(ENBİYA/35)


Sen elbette öleceksin, onlar da elbette öleceklerdir.

(ZÜMER/30)



Şimdi bak Allah'ın rahmetinin eserlerine! yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphe yok ki O, mutlaka ölüleri diriltir. O her şeye kâdirdir. (RUM/50)

-


De ki: “Size hayatı veren Allah’tır. Sonra sizi yine O öldürür, sonra da hepinizi, hakkında hiç şüphe olmayan kıyamet günü bir araya toplar; ama insanların çoğu bu gerçeği bilmezler. 

Göklerin ve yerin hakimiyeti Allah’ındır. Kıyamet saati gelip çattığı gün, işte o gün batıl dâva peşinde olanlar, en büyük kayba uğrayacaklardır.

O gün bütün ümmetleri, bir araya toplanmış ve diz çökmüş vaziyette görürsün. Her ümmet, hesap defterlerini okumaya çağırılır. Daha önce ne yaptıysanız bugün sadece onun karşılığını alırsınız. 

İşte karşınızda sadece gerçekleri dile getiren defterimiz. Biz sizin yaptığınız her işi bir yere kaydediyorduk.

İman edip makbul ve güzel işler yapanların yüce Rab’leri, kendilerini rahmetine alır. İşte en kesin başarı, en büyük mutluluk budur.

Kâfirlere ise yüce Allah tarafından, şöyle denilir: “Âyetlerim size okunduğunda siz büyüklük taslamış ve hep suç işleyen kimseler olmuştunuz değil mi?”

Size: “Allah’ın vaadi gerçektir, kıyamet saati mutlaka gelecektir” denildiğinde siz: “Kıyamet neymiş bilmeyiz, biz olsa olsa bir zan ve tahminde bulunabiliriz, ama biz kesin bir tarzda ona inanmayız.” demiştiniz.

Derken, yaptıkları ne kadar kötü, pis iş varsa karşılarına çıktı.
Alay ettikleri cehennem azabı, kendilerini her taraftan sardı.

Ve kendilerine şöyle denildi: “Siz Bizi, daha önce nasıl unutup terk ettiyseniz, Biz de bugün sizi unutup kendi halinize bırakacağız! Kalacağınız yer ateştir. Hiçbir yardımcınız da yoktur. Bu böyle olacak, çünkü siz Allah’ın âyetlerini alay konusu yaptınız, dünya hayatı sizi aldattı.” Bugün artık ne oradan çıkarılırlar, ne de özürleri kabul edilip dünyaya gönderilirler.

Demek ki bütün hamdler, övgüler göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.

Dolayısıyla göklerde ve yerde ululuk yalnız O’na aittir. Azîz ve hakîm O’dur (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir)." Câsiye Suresi (45:26-37)

-

MESNEVİ: ÖLÜM GERÇEĞİ
Kur'ân-ı Kerîm'de "Her canlı (nefis) ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz," (Ankebût, 29/57) âyetiyle ölümün her canlı varlık için mukarrer olduğu belirtilir. "Biz Allah'a aidiz ve yine O'na döneceğiz." (Bakara, 2/156) âyeti de ölümü bir yok oluş değil; insanın aslına rücûu, Allah'a kavuşması, gerçek hayatı ve ebedîliği kazanması olarak niteler. 

Hz. Peygamber'in: "Müminler katiyen ölmezler Ancak fânî bir âlemden, bakî bir âleme intikâl ederler." hadisi de aynı muhtevadır. Bu yüzden Mevlânâ, ölüme kara gözlüklerle bakmaz. 


"Hiç bir ölü, Öldüğü için hasret çekmez. Ancak tâatinin azlığına yanar.

Yoksa Ölen kimse; kuyudan ovaya çıkmış, zevk u safa meclisine ulaşmıştır.
Bu daracık matem yurdundan ferahlayıp, geniş bir ovaya göçmüştür.

Orası doğruluk yeridir, orada yalan yoktur. Ayranla sarhoş olan, has şarabı ne bilsin?

Orası öyle bir doğruluk yurdudur ki, Hak onlarla beraberdir. Su ve çamurdan (bedenden) kurtulmuş, nur ile dostturlar.
Bu hayat için bir iki nefesin kaldı. Bari gayret et de, ercesîne öl." (Mesnevi, V/1774-79)

Hz. Mevlânâ; iradî ölüm, zarurî ölüm, ölüm korkusu ve ölüme hazırlığı şu iki mısrada özetler


Gelmez sana bir Ziyan bu Aşktan "GÖNLÜM!"
Can gitse de Korkma, başka bir Candır
Yaşarken bedeni dönmemişse Mevla'ya,
''Iyi bilirdik" demek kaç yazar meftaya..?"ÖLÜM" 

{ Hz. Mevlana}


"Kabre azıksız giren kişi, denizde gemi'siz yolculuğa çıkmış gibidir." Hz. Ebubekir (r.a.)
"Hayat îmânla ebedîdir. Yoldaşın îmân olursa ölmezsin."  (Mesnevî, III/3399)
"Sen müminsen, tatlı isen; Ölümün de mümin olur.
Kâfir ve acı isen, ölümün de kâfirdir." (Ariflerin Menkıbeleri, II/12) 

-









ÖLÜM KORKUSU NEDEN?

Başkasını karalar, iş gelmez ki elinden.
Sor, bâkirelik bekler üç  çocuklu gelinden.
Halbuki karnesini almaya gider insan;
Sınavı kazanmayan elbet korkar ölümden.

Kederli©Almanya

Mağrurlanma

Mağrurlanma; kabarma bu kadar
Senin paran bu dünyada yarar
Çoğu bırak kenara, kıl azda karar
Unutma; bu dünyada ölümde var.

Aklın gider hep şeytanca fikirlere,
Kalbin yok senin acımazsın kimselere
O beden senin değil, emanet bir kere,
Unutma; bu dünyada ölümde var.

İbadet de, iyilik de, sevap sanadır
Hor görme garipleri, günahtır
Yaptığın iyilik adını yaşatacaktır
Unutma; bu dünyada ölümde var.

Dünya nimetleri güzeldir, hoştur
Lakin gelip geçici bunlar boştur
Aç gönlünü sevgi ve imanla doldur
Unutma; bu dünyada ölümde var.

Memnun ki giden gelmiyor geriye
Şunu bil ki, burası bir misafirhane
Ona göre davran, yaşa edebince
Unutma; bu dünyada ölümde var.

Bin yıl yaşa yaşa da, neye yarar
Sonunda geçer zaman, gölge kadar
Alacağın yol bir arpa boyu kadar
Unutma; bu dünyada ölümde var.

Götüreceğin bez, bedenini sarar
Gideceğin yer, bir metre mezar
Dünyayı satın alsan, ne yazar
Unutma; bu dünyada ölümde var.

Yetime,mazluma çektirme cefa,
Ağlayanın malı, gülene ettirmez sefa,
Cehennem bizler için, değil ki boşa,
Cennet verilmiyor herkese bedava,

Unutma; bu dünyada ölümde var.
15.07.2007 / Gölbaşı Mehmet GİRİŞİT

Ölüm Geldiğinde; Mal sales, mülk gider, Eş gider, 
Dost gider ama Iman kabre bizimle beraber girer...

ÖLÜM'ÜN YERİ ve ZAMANI

Zat'ın birisi Hz. Süleyman'la beraber olduğu halde yanlarına 3. bir şahıs gelir, selam verir Hz. Süleyman'ın  yanındaki zata dikkatlice bakarak hızlı bir şekilde oradan ayrılır.
Fakat o kişinin taciz gibi bakışları orada oturan zat'ı rahatsız eder. 
O zat; Hz. Süleymana dönerek ey Peygamber beni buradan uzaklara gönderirmisin der, Hz.Süleyman; neden? diye sorar. O şahıstan çok korktum, onun için burada kalmak istemiyorum, bir daha karşılaşmayacağım bir yere gönder. 
Hz. Süleyman: peki nereye gitmek istersin? diye sorar. Cevap olarak hindistan uzaktır oraya gönder. 
Allah cc. tarafından ve o'nun yardımıyla bazı özel hususiyetleri olan Hz. Süleyman şahsın isteğini yerine getirir ve anında hindistana gönderir.
Hemen arkasından bakışlarıyla rahatsız eden şahıs geri gelir, tabii'ki Hz. Süleyman onun Azrail (a.s) olduğunu zaten bilir ve sorar; ilk defa seni böyle telaşlı gördüm sebebi neydi ey Azrail: Azrail (a.s)'ın cevabı! ben o zatın ruhunu Hindistan'da gabz etmem gerekirdi, o yüzden burada bulunmasına şaşırmıştım.

-

Bir Ayet meali:"Onların ecelleri geldiğinde, o'nu ne bir an geri bırakabilirler, ne de öne alabilirler"

-


“Ey insanlar! Ölmezden önce Allah’a tevbe edin. (Musîbet, hastalık, yaşlılık gibi) ağır meşgûliyetlere düşmezden önce sâlih ameller işlemede acele edin. Çok zikir ederek, gizli ve açık çok sadaka vererek Allah’a karşı üzerinizdeki borcu ödeyin ki bol rızka, ilâhî yardım ve zafere, halinizin ıslâhına mazhar olasınız...” (Kütüb-i Sitte Terc. 17/49

-


Ömür ağaç dalında savrulan bir yapraktır; Ne kadar genç olursan ol sonun kara topraktır! (Necip F. Kısakürek) 

Akıp giden zaman içinde ahesteyim , 
Kabrim beni bekliyorken dünyalık hevesteyim, 

Uyandır artık Ya Rab belki son nefesteyim! Hz. Mevlânâ

-Hayat hep böyle gitmez...

 ÖLÜMDE VAR..! 

Yapman Gereken Hayırlı Ve Yararlı İşleri Yarına Bırakma. 
Bakarsın Yarın Olur Da , Sen Olmazsın..  Hz. Ali

Çabuk Olun Acele Edin Bir An Evvel İmanınızı Kurtarın, Çünkü Arkanızda Alel Acele Bekleyen Bir Ecel Var.Hz. Ebubekir

-


Ölmek felaket değildir! Asıl felaket?
Öldükten sonra başa gelecekleri bilmemektir..!  
İmâm-ı Rabbânî (Rahmetullahi aleyh) .




Hiç yorum yok: