8 Kasım 2013 Cuma

Kerbela olayı ve Aşure

"AŞURE" Büyük Kefaret Günü


Hadis-i şerifte buyuruldu ki:(Aşure günü Nuh aleyhisselamın gemisi, Cudi dağına indirildi. O gün Nuh ve yanındakiler, Allahü teâlâya şükür için oruçlu idiler. Hayvanlar da hiç bir şey yememişti. 
Allahü teâlâ denizi, beni İsrail için, aşure günü yardı. 
Yine Aşure günü Allahü teâlâ Adem aleyhisselamın ve Yunus aleyhisselamın kavminin tevbesini kabul etti. İbrahim aleyhisselam da o gün doğdu.) [Taberani]

Aşure, (Aşura) Arapça’da 10 manasına gelen "aşara" kelimesinden türemiştir. Büyük Kefaret Günü için kullanılmıştır.
Muharrem ayının onuncu günü Aşure günüdür. Muharrem ayı, Kur’an-ı kerimde, kıymet verilen dört aydan biridir. Muharremin birinci günü oruç tutmak, o senenin tamamını oruç tutmak gibi faziletlidir. Bu ayın en kıymetli gecesi de Aşure gecesidir. Allahü teâlâ, birçok duaları Aşure günü kabul etmiştir.

Kerbela olayı

Kerbela olayı yüzyıllardır Müslümanların ciğerini yakan bir acıdır. Çünkü Kerbela'da Hz. Peygamber'in (s.a.v) sevgili torunu Hz. Hüseyin 72 arkadaşıyla birlikte, siyasi ihtiraslar uğruna şehid edilmiştir.
Olay şöyle gelişmiştir: Muaviye'nin ölümünden sonra olumsuz kişiliği ile bilinen oğlu Yezid, Hilafete geçer. Hz. Hüseyin'in de kendisine biat etmesini istemektedir. 
Bundan kaçınan Hz. Hüseyin önce Mekke'ye, ardından da kafilesi ile birlikte yapılan ısrarlı davet üzerine, Kufe'ye gitmek üzere yola çıkmıştır.

Kerbela denilen yerde Yezid'in askerleri tarafından kuşatılıp, susuz bırakılmıştır. Ardından 10 Muharrem günü (10 ekim 680) hunharca şehid edilmiştir.

"Bu elim hadise karşısında, Müslümanların kalplerinde kapanmaz yaralar açmış ve başta Tevvâbûn hareketi olmak üzere birçok tarihi olay yaşanmış, çok geçmeden Muhtar es–Sakafî, Kûfe’de bir hareket başlatarak, bulabildiği ölçüde Kerbelâ kıyımına iştirak eden herkesi en ağır şekilde cezalandırıp kılıçtan geçirmiştir. (686)"

Hz. Peygamber (s.a.v), Aşûre günü oruç tutmayı teşvik etti ve şöyle buyurdu:

“Aşûre günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah’tan umarım.” (Tirmizi, Savm, 48; III, 126)


"Hz. hüsyin'nin şehadeti" dışında, Aşure Günün'de gerçekleştiğine, dini açıdan inanılan, önemli bazı rivayetler bulunmaktadır. 
Hazret-i Âdem'in işlediği günâhtan sonra tövbesinin kabul edilmesi, 
Hazret-i Nuh’un tufandan kurtulması, 
Hazret-i Yunus’un balığın karnından çıkması, 
Hazret-i İbrahim’in ateşte yanmaması, 
Hazret-i İdris’in canlı olarak göğe çıkarılması, 
Hazret-i Yakub’un, oğlu Hazret-i Yusuf’a kavuşması, 
Hazret-i Yusuf’un kuyudan çıkması, 
Hazret-i Eyyüb’ün hastalıktan kurtulması, 
Hazret-i Musa’nın Kızıl denizi geçmesi, 
Hazret-i İsa’nın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması; gibi, süregelen vakaların, Aşure günü olarak kabul edilmesidir.

Kaynak: wikipedia.org


AŞURENİN TARİFİ


MALZEMELER:

2- su bardağı aşurelik buğday 
1-su bardağı nohut 
5- su bardağı tozşeker 
1- su bardağı kuru fasulye 
15- su bardağı su 
1/2- su bardağı pirinç 
1- su bardağı kuru üzüm 
1- su bardağı küp doğranmış kayısı 
1- su bardağı doğranmış kuru incir 
1- portakal

Hazırlanışı:

* Buğday, fasulye, nohut ve üzümü yıkayıp ayrı kaplarda bir gece önceden ıslatın. Ertesi gün buğdayı süzüp büyük bir çelik tencereye alın. 15 su bardağı su ekleyip kaynatın. Üzerinde biriken köpüğü bir kevgirle alıp tencerenin kapağını kapatın ve 30 dakika kaynatın. Fasulye ve nohutu süzüp ayrı kaplarda haşlayın.

* Pirinci yıkayıp süzün ve buğdaya ilave edin. Buğday taneleri iyice yumuşayıncaya kadar yaklaşık 4.5 saat kısık ateşte arasıra karıştırarak pişirin.


* Buğdayın suyu un çorbası kıvamına gelmek üzereyken tozşeker, nohut ve kuru fasulyeyi ekleyin. Portakalın kabuğunu ince ince doğrayıp karışıma ekleyin. Kuru üzüm ve kuru kayısıyı ilave edip karıştırın. Birkaç taşım kaynattıktan sonra ateşten alın.


* Aşure piştikten sonra doğranmış inciri ekleyip karıştırın. Sıcakken kaselere boşaltın. Soğuyunca üzerini ceviz içi, Antep fıstığı, kuş üzümü, tarçın ve nar taneleri ile süsleyerek servis yapın. İsteğe bağlı olarak gülsuyu da serpebilirsini


Süsleme için:
1 su bardağı kuş üzümü Çekilmiş ceviz içi, Antep fıstığı Tarçın, nar tanelerinden olmaktadır. 

(ALINTI: TARİF DEFTERİ)


AŞURE GÜNÜNÜZÜN HAYIRLI OLMASINI, MADDİ ve MANEVİ BEREKETLER GETİRMESİNİ ALLAH'TAN (cc)  DİLERİM.


4 Kasım 2013 Pazartesi

Hicretin 1435. yılı


Hicret


Peygamberimizin Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye hicretinin başlangıç kabûl edildiği
târihe, seneye “Hicrî  Yıl” denir. 
Burada, ayın hareketi esâs tutulduğu için buna, “Hicrî-Kamerî Sene” veya “Sene-i Kameriyye” de denir.

Hicrî sene de mîlâdî ve rûmî  târihler gibi 12 ay esâsına dayanır ve Muharrem ayı ile başlar, Zilhicce ile sona erer. Ayların adları şunlardır: Muharrem, Safer, Rebîul-evvel, Rebîül-âhir, Cemâzil-evvel, Cemâzil-âhir, Receb, Şâbân, Ramazân, Şevvâl, Zil-kâde, Zil-hicce.

Hicrî senenin kabûlünden beri asırlardır İslâm âleminde 1 Muharrem sene başı olarak kabûl edilmiştir. Hristiyânlığın aslında bulunmayan, fakat sonradan kabûl edilen yılbaşı günü, onlara âit özel bir gündür... 

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm 53 yaşındayken Medîne’ye hicret etti. Bir hafta yolculuk yapıp mîlâdî  Eylül ayının 20. ve Rebîülevvel’in 8. Pazartesi günü, Medîne yakınındaki Kubâ köyüne vardılar.
Eylülün 23. gününü de burada geçirip, Cumâ günü Medîne’ye girdiler. Bu seneki Muharrem ayının birinci günü, yâni hicretten 66 gün evvel, Müslümânların hicrî-kamerî sene başlangıcı oldu. Bu da,
târihçilere göre mîlâdın 622. yılındaydı. Temmuz ayının 16. Cumâ gününe rastladığı, Ahmed Ziyâ Beyin “Kozmoğrafya” kitabında yazılıdır. Kubâ köyüne ayak bastığı 20  Eylül günü Müslümânların  yılbaşısı, yâni hicrî sene başlangıcıdır. 
20 Eylül gününü başlangıç kabûl eden güneş yılına da “Hicrî-Şemsî Yıl” denir.

Kaynak: www.haber7.com/guncel/haber


Hicretin 1435. yılının, tüm islam alemine hayırlar getirmesini Rab'bimden niyaz ediyorum.




3 Kasım 2013 Pazar

İkiyüzlülük ve riyakarlık


İKİYÜZLÜLÜK


Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:

İkiyüzlüleri kıyâmet günü insanların en şerlileri olarak göreceksin. Çünkü onlar (ara bozmak için) biri ile başka türlü ve diğeri ile de başka türlü konuşurlar. (Buhârî - Müslim)

Ara bozmak ve fitne fesat çıkarmak için araları açık olan iki müslümandan biri ile başka türlü ve diğeri ile de başka türlü konuşanlara ikiyüzlü denir.


İkiyüzlüler yaklaştıkları kimselerden yana bir görünüm sergileyip ve onları destekler izlenimi verip; dost, arkadaş, komşu, akraba, gelin, kaynana ve karı-koca arasında soğuk rüzgarların esmesine ve müslümanlar arasındaki birlik, beraberlik ruhunun sarsılmasına neden oldukları için, ikiyüzlüler gerçekten insanların en şerlileri ve en kötüleridir.


Ayet

Mü’minler ancak kardeştir. O halde kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun (ikiyüzlülük yapmayın) ki, rahmete kavuşasınız. (Hucûrat - 10)

Irkı, rengi ve dili ne olursa olsun, mü’minlerin hepsi birbirinin din kardeşidir. Din kardeşliği kalıcı olduğundan ve âhiret âleminde de kesintisiz devam edeceğinden, inançsız bir öz kardeşten çok daha hayırlıdır.

Bu nedenle âyet-i kerîmede: “Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun (dedikodu, söz taşıma ve ikiyüzlülük gibi arabozucu kötü davranışlardan kaçının) ki, rahmete kavuşasınız” .


Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Kim dünyada ikiyüzlü olursa, kıyâmet günü onun ateşten iki dili olacak. (Buhârî - Ebû Dâvûd)

İki yüzlüler dilleri ile iki tarafa da zarar verdikleri için, “El-cezâ-ü, mislü’lamel” (cezalar, suçun misli iledir) 
kuralı gereği, Yüce Allah onlara ateşten iki dil verecek ve onlar cehennemde kendi dilleri ile sürekli kendilerine azap edecekler.


Abdullah İbni Ömer radıyallahü anhüma’ya, Biz devlet yöneticilerinin yanına gidip de dışarı çıktığımız zaman, onların yanında konuştuklarımızın tam aksini konuşuyoruz dediler (Abdullah İbni Ömer) dedi ki:
“Biz Resûlullah (s.a.v.) zamanında bunu nifak (ikiyüzlülük) alâmeti sayardık.” (Buhârî)


İkiyüzlünün dilinde tat, kalbinde fesat gizlidir Hz. Ali (r.a) 

.

Yüce Rabbim, böyle ikiyüzlü iblislerin tuzağına düşmekten, onlara uymaktan bizleri koru. Onların şer'rinden, fitne'sinden, fesadından Bizi muhafaza eyle. O tür insanları ıslah eyle; Allahım...
Şeytanın saptırmasından, bilerek-bilmiyerek ikiyüzlü, riyakâr ve fitne'lik gibi kötü davranışlara alet olmuşsak şayet, bizleride afv ve mağfiret eyle Allahım... Amin...

-