19 Şubat 2014 Çarşamba

Merhamet Kapısı: Tövbe

ALLAH'IN cc. MERHAMETİ


Merhamet Kapısı: Tövbe 


Allah'a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız. (AL-İ İMRAN SURESİ / 132)

Kim kötülük işler veya nefsine zulmedip sonra Allah'tan bağışlanma dilerse Allah'ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur. (NİSA SURESİ / 110)


Ne zaman ki (yaptıklarından dolayı pişmanlık duyup, başları) elleri arasına düşürüldü ve kendilerinin gerçekten şaşırıp-saptıklarını görünce: "Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa kesin olarak hüsrana uğrayanlardan olacağız" dediler. (A'RAF SURESİ /


(Musa yalvarıp) Dedi ki: "Rabbim, beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine kat. Sen merhamet edenlerin en merhametli olanısın." (A'RAF SURESİ /

Dedi ki: "Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur. Sizi Allah bağışlasın. O, merhametlilerin (en) merhametlisidir." (YUSUF SURESİ /


Kendisine ulaşmadan canlarınızın yarısının telef olacağı şehirlere onlar, ağırlıklarınızı taşımaktadırlar. Şüphesiz sizin Rabbiniz şefkatli ve merhametlidir. (NAHL SURESİ / 7)


Veya onları bir korku üzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler)? Öyleyse Rabbin, gerçekten şefkatli ve merhamet sahibidir. (NAHL SURESİ / 47)


Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi kafirler için bir kuşatma yeri kıldık. (İSRA SURESİ / 8)


Sizi en iyi Rabbiniz bilir; dilerse size merhamet eder, dilerse sizi azablandırır. Biz seni onların üzerine bir vekil olarak göndermedik. (İSRA SURESİ / 54)


Sizin Rabbiniz, fazlından aramanız için denizde gemileri sizin için yürütür. Gerçekten O, size karşı merhametli olandır. (İSRA SURESİ / 66)


Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik." (KEHF SURESİ /


Kendisine ulaşmadan canlarınızın yarısının telef olacağı şehirlere onlar, ağırlıklarınızı taşımaktadırlar. Şüphesiz sizin Rabbiniz şefkatli ve merhametlidir. (NAHL SURESİ / 7)


Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi kafirler için bir kuşatma yeri kıldık. (İSRA SURESİ / 8)

Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik." (KEHF SURESİ / 81)


Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: "Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın." (ENBİYA SURESİ /

Görmedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde onun emriyle akıp giden gemileri, sizin yararınıza verdi. Ve izni olmadıkça, göğü yerin üstüne düşmekten alıkoyar. Şüphesiz Allah, insanlara karşı şefkatlidir, çok merhametlidir. (HAC SURESİ 

Eğer onlara merhamet eder ve onlara dokunan zararı gideriverirsek, taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarını sürdürecekler. (MÜ'MİNUN SURESİ /

"Çünkü gerçekten benim kullarımdan bir grup: "Rabbimiz, iman ettik, sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, derlerdi de," (MÜ'MİNUN SURESİ /


Ve de ki: "Rabbim, bağışla ve merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın." (MÜ'MİNUN SURESİ /Ve de ki: "Rabbim, bağışla ve merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın." (MÜ'MİNUN SURESİ / 118)


Şüphesiz, senin Rabbin, gerçekten O, üstün ve güçlüdür, merhamet sahibidir. (ŞUARA SURESİ /

Dilediğini azablandırır, dilediğine merhamet eder. O'na çevrilip-götürüleceksiniz. (ANKEBUT SURESİ /


Dilediğini azablandırır, dilediğine merhamet eder. O'na çevrilip-götürüleceksiniz. (ANKEBUT SURESİ / 21)


Onda 'sükun bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır. (RUM SURESİ /

Muhammed, Allah'ın elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar da kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları, rüku edenler, secde edenler olarak görürsün; onlar, Allah'tan bir fazl (lütuf ve ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler. Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir. İşte onların Tevrat'taki vasıfları budur: İncil'deki vasıfları ise: Sanki bir ekin; filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup-boy atmış (ki bu,) ekicilerin hoşuna gider. (Bu örnek,) Onunla kafirleri öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir mağfiret ve büyük bir ecir va'detmiştir. (FETİH SURESİ /

Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. (Bir bid'at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Allah'ın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır. (HADİD SURESİ /

Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak. (BELED SURESİ / 17)



GÜNAH ve KUSURLARIN BİLİNCİNDE OLMAK


İnsan her an bir hata yapabilir, günah işleyebilir. Hiç kimse kusursuzluk iddiasında bulunmamalı, kendini hata yapmaktan müstağni görmemelidir. 
Kur’an, Allah’tan bağışlanma dilemenin çok doğal bir mümin özelliği olduğunu bildirir. Allah’tan bağışlanma dilemek, yani istiğfar etmek, insanın günahlarının örtülmesi için Rabb’imize yalvarması ve O’nun sonsuz merhametine sığınmasıdır. 

Müminleri inkarcılardan ayıran en önemli özellik bağışlanma dilemek ve tövbe etmektir. 
İnkarcılar kendilerinin hatasız ve günahsız olduklarını düşünürler.

Müminler ise kendilerini hatadan müstağni görmek gibi bir iddiada bulunmazlar. Kuşkusuz mümin hata yapmak, günah işlemek istemez ancak kötülüğü emreden nefsine bir an yenilebilir ya da ibadetlerinde gevşeklik gösterebilir. 
Ancak ardından pişmanlıkla Rabbine yönelip bağışlanma dileyerek, Allah’ın sonsuz affediciliğine ve rahmetine sığınır. 
Allah’tan bağışlanma dilemek için mutlaka bir hata yapmış olmak gerekmez. Mümin bağışlanma dileyerek kulluğunu, Rabb’i karşısındaki aczini, O’nun yardımı olmaksızın hiçbir şeye güç yetiremeyeceğini dile getirir. 

Bağışlanma dilememek ise acizliğinin, hata ve günahlarının şuurunda olmamaktır. Bu gaflet içindeki ruh hali zamanla kişinin kalbinin katılaşmasına, nefsinin bencil tutkularını ilahlaştırmasına, şeytanın enaniyetli karakter özelliklerini taşımasına ve sonsuz azabına sebep olabilir.

Dua etmek gibi, bağışlanma dilemenin de yeri ve zamanı yoktur. Bağışlanma dileme, bilerek ya da bilmeyerek yapılan tüm hatalar için Allah’ın affediciliğine sığınmaktır. Ayrıca bir mümin, diğer müminler için de bağışlanma dileyebilir.


Tövbe ise, belirli bir günah için yapılır ve tövbe eden insan, yaptığı hatayı düzeltmeye kesin karar verir, bir daha aynı hataya düşmemek için Rabb’imizden yardım diler. Ancak unutulmamalıdır ki, bağışlanma dileme de tövbe de samimi ve içten olmalıdır. 
Allah’ın “Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin…” (Araf Suresi, 55) buyruğu, bağışlanma dilerken de, tevbe ederken de insanın yaşaması gereken ruh halidir. 

Bir Kur’an ayetinde, "Arş’ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O’na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler" 

“Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından her şeyi kuşatıp-sardın, tövbe edenler ve senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru.” (Mü’min Suresi,7) ifadesiyle, meleklerin, Allah’ın buyruğuna uygun olarak hem arşı taşıdıkları, hem Allah’ı tesbih ettikleri, ayrıca iman edenler için de bağışlanma diledikleri haber verilir. 

Meleklerin bağışlanma dilemesi ise insan için büyük bir lütuftur. Onlar göğü tutup, hamd edip, bağışlanma dilerken, insanın büyüklenerek yüz çevirmesi ise büyük gaflettir. İnsan, tatmin bulmuş olan bu varlıkların bağışlanma dilemesine de layık yaşamalıdır. 

Allah, insanlara karşı sonsuz merhametli ve bağışlayıcıdır. İnsan, doğru yola yönelmesi için Allah’ın bir rahmet olarak verdiği süreyi iyi kullanmaz, vakit varken tövbe edip bağışlanma dileyerek Rabb’ine yönelmezse sonuç kaçınılmaz bir azap olabilir. Kendisi için belirlenen sürenin ne zaman dolacağını bilemeyen insan, imanını güçlendirmek ve ahlakını güzelleştirmek için çaba göstermelidir. 
"Henüz yaşıyorken, her insan için Allah’tan bağışlanma dileme ve tövbe yolu her an açıktır."

“Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür” (Ali İmran Suresi, 193)

Peygamberimiz (sav)Ey Allah’ım! Ben kendime çok zulmettim, günahları ancak sen bağışlarsın. Mağfiretinle beni bağışla ve bana merhamet et. Şüphesiz sen çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. (Tirmizî, Daavât, 96)

Peygamberimiz (sav) de, insanlara her zaman tevbe edebileceklerini bir hadisinde şöyle hatırlatır: “Tövbe kapısı açıktır, Güneş garpten doğuncaya kadar kapanmaz.” (G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis)


Allah'ım senin nihayetsiz affın ve merhametin bize hareketlerimizden fazla ümit veriyor ve senin merhametinin ve affedici özelliğinin verdiği güven, senin cezanın korkusundan fazla umutlandırıyor... Zünnun Mısrî



Hadisler

• Allah mahlûkâtı yarattığı vakit, kendi nezdinde arşın üstünde bulunan kitabına "Rahmetim gazabıma üstün geldi." diye yazdı. (Buhârî, Tevhid 15, 22, 28 55; Müslim, Tevbe, 14-16)


• Kim de içinden bir kötülük yapmayı geçirir de onu yapmazsa, ona bir iyilik sevabı yazılır. Eğer onu yaparsa, bir kötülük günahı yazılır veya Allah onu siler. (Dârîmî, Rikâk, 70)


• Allah, ancak merhametli kullarına rahmet eder. (Müslim, Cenâiz, 11; Buhârî, Merdâ, 9)


• Allah Tealâ rahmetini yüz parçaya ayırdı. Doksan dokuzunu kendi yanında tuttu, bir parçasını ise yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça rahmet sebebiyle bütün canlılar birbirine merhamet ederler. Hatta kısrak (emzirirken) yavrusuna basıp da zarar verir korkusuyla ayağını kaldırır. (Buhâri, Edeb, 19; Müslim, Tevbe 21)


• İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez. (Buhârî, Tevhîd, 2)


• Bir adam yanındaki çocukla Hz. Peygamber (s.a.s.)’e geldi. Adam çocuğu bağrına basıyordu. Hz. Peygamber (s.a.s.) “Ona karşı merhametlisin değil mi?” diye sorunca adam: “Evet” dedi. Bunun üzerine O (s.a.s.): “Allah O’na karşı senden daha merhametlidir. O, merhametlilerin en merhametlisidir” buyurdu. (Buhârî, Edebü’l-Müfred, 137)


• Yüce Allah: “Ben mehametlilerin en merhametlisiyim. Bana hiçbir şeyi ortak koşmayanları cennetime koyun” buyurur ve bunun üzerine onlar cennete girerler. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 4)


• Çölde yaşayan Araplardan bazıları Resulullah’ın (s.a.s.) yanına geldiler; (Onun çocukları öpüp sevdiğini görünce):
-Siz çocuklarınızı öpüyor musunuz? dediler. Hz. Peygamber (s.a.s.):
-Evet cevabını verince onlar:
-Ama biz vallahi çocukları öpmeyiz dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.s.):
-Allah sizin kalbinizden merhameti söktüyse ben ne yapabilirim, buyurdu. (Müslim, Fedâil, 64)


• Akra’ b. Hâbis Hz. Peygamber (s.a.s.)’i torunu Hasan’ı öperken görünce: “Benim on çocuğum var onlardan birini bile öpmedim” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s.): “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” buyurdu. (Müslim, Fedâil, 65)


• Allah Teâla bazı şeyleri farz kılmıştır onları koruyunuz! Bazı sınırlar (yasa/klar) koymuştur; onları aşmayınız! Bazı şeyleri haram kılmıştır, onlara da yaklaşmayınız. Bazı şeyleri de, unuttuğu için değil, size merhametinden dolayı onlardan söz etmemiştir, onları da soruşturmayın. (Hâkim, Müstedrek, IV, 115)


• Ben Muhammed’im, Ahmed’im, (peygamberlerin izinden giden) Mukaffî’yim, (insanları etrafına toplayan) Hâşir’im, tevbe peygamberiyim, rahmet peygamberiyim. (Müslim, Fedâil, 126)


• Ben lanetçi olarak gönderilmedim. Ben ancak rahmet olarak gönderildim. (Müslim, Birr, 87)


• Ben bazen uzatmak niyetiyle namaza başlarım. Fakat bir çocuğun ağlayışını duyar ve annesinin ona düşkünlüğünü bildiğim için namazı kısa tutarım. (Müslim, Salât, 192)


• "Allah, insanlara merhamet etmeyene rahmette bulunmaz." (Buhâri, Tevhid 2, Edeb 27; Müslim, Fedail 66, Tirmizi, Birr 16)

İnsanın merhametli olması

Allah'ın kullarına, şefkat ve merhametle muamele et. Merhamet ve şefkatini bütün canlılara ve mahlûkata bolca yay ve sakın ola ki; «Bu ottur, cansızdır, faydası yoktur.» deme! Bilâkis, senin idrakinin ötesinde, onların pek çok faydası ve hayrı vardır. Yaratılmışı, bulunduğu hâl üzere bırak ve ona Yaratıcı'nın merhametiyle merhamet et! Muhyiddin İbn-i Arabi


Kendisinden öğüt isteyene, "merhametli ol" demek ne güzeldir. Abdulah ibn-i Mesud(r.a)


Merhametli ol: Ey oğul! Cenab-ı Hak şefkati ve merhameti sebebiyle Musa Aleyhisselam'a peygamberlik verdi. Ey oğul! Sen de şefkat ve merhameti elden bırakma ki merteben yüce olsun. Yeryüzünde olan mahlûkata merhamet eyle. İmam Gazalî


"Merhamet olmazsa fazilet kuru kelimedir."Hz. Ali



Şu on şey insanı küçültür:


Kin gütmek
kızmak

Kibirlenmek
Azgınlık
Münakaşa Etmek
Cimrilik
Haksızlık
İnsanlara Saygısızlık
Kötü Huyluluk

Merhametsizlik. Beyazıd Bestamî

 "Allah rahmet gözüyle sadece kalbinde merhamet bulunanlara bakar, sâlih amel işlemiş olsa bile." İbnu Ebî Cemre ilâveten der ki: "Kişiye düşen, nefsini bu ihtimallerin hepsiyle tartmasıdır. Birinden müsbet netice alamazsa hemen Allah'a iltica edip yardımını talep etmelidir."


Yalnız kendini koruyan kişi merhamet sahibi değildir. Merhametli kişi başkalarının iyiliği için çalışan kimsedir. İyi kimse derdi olanlara deva olur. Yusuf Has Hacib

İnsanların seçkini, faydalı olan kimsedir, halk nazarında muteber kimse merhametli olan kimsedir.Yusuf Has Hacib

Nerde görsen gönlü kırık, merhem ol Öyle mazlum yolda kalsa, yoldaş ol. Ahmet Yesevî

Sende zulüm, haset, merhametsizlik ve bunlar gibi kötü huylar olduğu halde, bunlardan dolayı kendine gücenmiyorsun da bunları bir başkasında görünce ürküp rahatsız oluyorsun. Bu ürküş, insanın kendinden ürkmesidir. Hz. Mevlâna


Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,Başkalarının kusurunu örtmekte gece gibi ol,Cömertlik ve yardım etmede akar su gibi ol,Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol,Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol,Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol. Hz. Mevlâna


Merhametsizlik kılıcını çeken kişi, merhametsizlerin kılıcı ile ölür. Molla Cami

Acımak bir derttir çoğu zaman derdi acıya yığar. Mahlûkun acıması dertten doğar da Halik merhametiyle sevince boğar. Merhamet ok ok yürekler kanatır yaratılanda; merhamet eseri olarak yağmur yağmur sevindirir kulunu Yaratan da. İskender Pala

Merhamet içimizde bir yerlerde sönmeye yüz tutmuş insanlık kandilini yeniden tutuşturan ve bizi en temel halinde insanlığımıza geri çağıran bir duygu. Verecek hiçbir şey yoksa bile elinde, kardeşinin acısı için kendini verebilir, kendi ruhunu, dostluğunu, kardeşliğini ikram edebilirsin. Kemal Sayar

Merhamet her zaman intikamdan daha değerlidir. Shakespeare

Merhamet en etkili silahtır; kalbe kadar işler ve ebediyete kadar iyileşmeyecek yaralar açar. Lavigerie