25 Temmuz 2013 Perşembe

RAMAZANIN SON 10 GÜNÜ


-

 LEYLETÜL KADR


Allah CC. Kur’anın ilk ayetlerini Cebrail a.s aracılığı ile peygamberimiz Hz. Muhammed sav'e kırk yaşında Hira Mağarası’nda göndermiştir. 
İlk ayetler Kadir gecesinde indirilen Alak Suresi’nin ilk ayetleridir.[3]

Kadir Gecesi, çok hayırlı ve mübarek bir gecedir. Kur’an’da şöyle tanımlanmıştır:

İnnâ enzelnâhu fi leyletil kadr. Ve mâ edrâke mâ leyletül kadr. Leyletülkadri hayrun min elfişehr. Tenezzelül melâiketü verruhu fiha biizni rabbihim min külli emr. Selâmün hiye hatta madla’il fecr. [5]

“Doğrusu biz Kur’ân’ı Kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve (Cebrail) o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler.O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”[4]


Kaynaklar

^ Kadr Suresi (Diyanet Meali)
^ Buhârî, Leyletü’l-Kadir, 3; Müslim, Sıyam, 216
^ SURUÇ Salih, Peygamberimizin Hayatı, Nesil Yay., c. 1 s. 199, ISBN 975-408-020-8
^ (Kadir sûresi, 97/ 1-5)
^ Kadir Sûresi 97. ayet 1-5

RAMAZANIN SON 10 GÜNÜ NASIL GEÇİRİLMELİ VE HANGİ İBADETLER YAPILMALIDIR...

Aişe Validemizin bildirdiğine göre Peygamberimiz, Ramazan ayında diğer aylardan daha çok ibadet ederdi. Son on günde ise ibadetlerini biraz daha artırır, geceleri ihya eder, ailesini de (geceyi ihya etmeleri için) uyandırırdı. O halde yapılacak olan şeyler şunlar olmalıdır: Her zaman yapıldığı gibi yatsı namazı cemaatle kılınır. Diğer gecelerden farklı olarak kılınabildiği kadar nafile gece namazı kılınır. Bir de bu gecelere özel bir dua tavsiye edilir peygamberimizden. O da şöyledir:

Aişe validemiz Peygamberimiz (sav)'e "Ey Allah’ın elçisi! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu anlarsam o gece nasıl dua edeyim?" diye sorunca Peygamberimiz (sav) "şu duayı oku" buyurdu:
"Allahım! Sen affedicisin, cömertsin. Affetmeyi seversin. Beni de affet."
Kadir gecesinin Ramazanda olduğu bellidir. Çünkü Allah Teala şöyle buyurur:
“Ramazan öyle bir aydır ki, insanlara yol gösteren, doğrunun belgelerini içeren ve doğruyu yanlıştan ayıran Kur'ân o ayda indirilmiştir...” (Bakara,
2/185)


Ramazanın son 10 gününde ne yapmalı: 


Ramazanın hangi gecesinin Kadir Gecesi olduğu belli değildir. Peygamberimizin (sav) tavsiyesi onu Ramazan ayının son on gününün tek gecelerinde aramaktır. Buna göre kadir gecesi Ramazanın yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi ve yirmi dokuzuncu gecelerinden herhangi biri olabilir.


Kadir gecesi ile ilgili hadisler şöyledir:


"Her kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle Kadir gecesini ihya ederse geçmiş günahları affedilir." (Buharî, Terâvih 1, Müslim, Müsâfirîn174 (759); Ebu Dâvud, Salât 318; Tirmizî, Savm 83; Nesâî, Siyam 39; Muvatta, Salât fi Ramazan 2) 

Aişe (r. anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ramazan ayında, diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazanın son on gününde ise çok daha çok çaba gösterirdi. Son on günde geceyi ihya eder, ailesini de (gecenin ihyası için) uyandırırdı…" (Buharî, Fadlu Leyleti'l-Kadr 
5, Müslim, î'tikâf 8, (1175); Ebu Dâvud, Salât 318; Tirmizî, Savm 73; Nesâî, Kıyâmu '1-Leyl 17) 

Aişe (r. anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) vefat edinceye kadar Ramazan'ın son on gününde itikafa girer ve derdi ki: "Kadir gecesini Ramazan'ın son on gününde arayın.” (Buhârî, Fadlu Leyletü'l-Kadr 
3, İtikâf 1,14; Müslim, İtikaf 5, (1172); Muvatta, İtikaf 7; Tirmizî, Savm 71; Nesâî, Mesâcid 18; Ebu Dâvud, Sıyâm 77; İbnu Mâce, Sıyâm 59) 

Ebu Saîd (ra) anlatıyor: "Biz Peygamberimiz (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte Ramazan'ın orta on gününde itikâfa girdik, yirminci günün sabahı olunca eşyalarımızı (evlerimize) taşıdık. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir hutbe irad etti ve) sonra şunu söyledi: "İtikâfa girmiş olanlar, itikâf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir gecesinin hangi gece olduğu gösterilmişti, sonra unutturuldu. [b]Siz, son on günde ve tek gecelerde arayın…” (Buhârî, Fadlu Leylet'l-Kadr 
2, 3, İtikâf 1, 9, 13; Müslim, Sıyâm 213, (1167)) 

اَللّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي “ Rüyalarınızın, Kadir gecesinin Ramazanın son yedi gecesinde bulunduğuna ilişkin olduğunu görüyorum. Buna göre Kadir gecesine kavuşmak isteyen, onu Ramazan’ın son yedi gecesinde arasın!” [Buhari, Teravih namazı, No
:2017;, Müslim, Sıyam,No:1169.] 

Resul-i Ekrem [sav], Ramazan ayında Kadir gecesinin faziletini elde etmek için araştırıyordu. Bir keresinde Ramazan ayının ilk on gününde itikafa girmişti. Sonra Ramazan’ın ikinci on gününde aramış ve bu şekilde birkaç kere yapmıştı. Sonunda Kadir gecesinin Ramazan’ın son on gününde aranması konusunda karar kılmış ve son on günde araştırılmasını emretmişti. Konuyla ilgili olarak Hz. Aişe’den [r.an] rivayet edilen bir hadis şöyledir: 

“ Kadir gecesini Ramazan’ın son on gününde arayın.” [Buhari, Teravih namazı, No
:2017;, Müslim, Sıyam,No:1169.]

Buhari’nin bir rivayetinde de şöyledir: “Ramazan’ın son on gününün tek gecelerinde arayın.” Bu manada birçok hadis vardır.

Hz. Ebu Bekir [r.a] diyor ki: “Ben Resul-i Ekrem [sav]’den, Kadir gecesinin Ramazan ayının son on günü dışında her hangi bir zamanda araştırılmasına dair bir şey duymadım. Resul-i Ekrem [sav] şöyle buyurdu:

“ Kadir gecesini Ramazan’ın bitimine ya dokuz ya yedi ya beş ya üç gece kala ya da son gecesinde arayın” [Ahmed b. Hanbel, MÜsned
,5/36,39; Tirmizi,Savm,No:794.] 

Hz. Ebu Bekir [r.a] Ramazan’ın ilk yirmi gününde senenin diğer günlerinde kıldığı kadar namaz kılıyordu. Son on gün girdiğinde çok fazla ibadet etmeye başlıyordu. Hz. Ebu Bekir [r.a] Kadir gecesinin Ramazan’ın son yedi gecesinde araştırılmasını emretti. 

Ebu Zerr [r.a] anlatıyor: “İnsanlara Kadir gecesinin ne zaman olduğunu sorardım. Bir gün Resul-i Ekrem [sav]’e dedim ki: 

-Ey Allah’ın Resulü! Kadir gecesi Ramazan ayında mı yoksa başka bir ayda mı? O [sav]: 

-Ramazan ayındadır, dedi. Ben: 

-Kadir gecesi, nebiler hayatta iken olur, onların vefatı ile birlikte kaldırılır mı yoksa kıyamete kadar devam edecek mi, diye sorduğumda: 

-Kıyamete kadar devam edecek, cevabını verdi. Ben: 

-Ramazan’ın hangi gecesinde, dedim. O [sav]: 

-Onu ilk on gün ve son on günde arayın, buyurdu. Bu kez: 

-Hangi on günde, diye sordum. Resul-i Ekrem [sav]: 

-Son on günde. Bundan sonra bana bu konuyla ilgili başka soru sorma, dedi. Sonra Resul-i Ekrem [sav] konuşmaya devam etti. Ben bir boşluk bulup tekrar: 

-Ey Allah’ın Resulü! Senin üzerindeki hakkım için söyler misin, son on günün hangisinde, dedim. Bunun üzerine Resul-i Ekrem [sav] bana o kadar sinirlendi ki, o zamana kadar bana hiçbir sohbetimizde öyle sinirlenmemişti. Sonra dedi ki: 

-Son yedi günden birinde arayın. Bundan sonra bana daha bu konuyla ilgili soru sorma! ”[ Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/171; İbn Hıbban, Sahih,5/274; Hakim, Müstedrek,1/437.] 

Bu hadise göre Kadir gecesi, Ramazan ayının son yedi gecesinden birindedir. 

Ayın yirmi üçünün hangi gün olduğu konusunda görüş ayrılığı vardır. Kimileri son yedi günün başlangıcının ayın yirmi üçü olduğunu söylemişlerdir. Bilal’den [r.a] rivayet edilen ve bu görüşü destekleyen bir hadis şöyledir: 

“ Ramazan’ın yirmi üçü son yedi günün başlangıcıdır.” [Buhari,8/153,No:4470.] 

İmam-ı Malik [rah] şöyle demiştir: “Diyorum ki -Allah en iyisini bilir- Ramazan’ın son dokuz gününün başlangıcı ayın yirmi biridir. Son beş gününün başlangıcı ayın yirmi beşidir.” Abdulmelik b. Habib [rah], imam-ı Malik’in bu sözünü şöyle yorumlamıştır: “Bu Ramazan ayının noksan hesaplanmasına göredir.” 

Eyüb es-Sehtayani [rah] Ramazan’ın yirmi üç ve yirmi dördüncü gecelerinde gusül alır, kokular sürünür ve şöyle derdi: “Yirmi üçüncü gece Medinelilerin gecesidir. Yirmi dördünce gece ise bizlerin gecesidir. Yani Basralıların.” 

Kimileri de Ramazan’ın son yedi gününün başlangıcının ayın yirmi dördü olduğunu söylemişler ve özellikle yirmi dördüncü gecede daha fazla ibadet etmişlerdir. Hz. Enes [r.a] ve Hz. Hasan’ın [r.a] da bu görüşü savunanlardan olduğu rivayet edilmiştir. Yine bir rivayete göre Hasan [r.a] şöyle demiştir: “Yirmi sene boyunca Ramazan’ın yirmi dördüncü gecesinde güneşin doğuşunu takip ettim ve Güneş’in bu günde ışığının olmadığını gördüm.” İbni Abbas’tan [r.a] da bu şekilde bir rivayet vardır. 

Ebu Zerr [r.a] ve Said el-Hudri [r.a] Ramazan ayını tam olarak hesaplamışlar ve son yedi günün başlangıcının ayın yirmi dördü olduğu görüşünü savunmuşlardır. Bu görüşü savunan daha birçok kimse vardır. 

Resul-i Ekrem [sav]’den son yedi günün başlangıcının ayın yirmi üçü olduğu rivayeti de vardır. Cabir [r.a] diyor ki:” Abdullah b. Üneys Resul-i Ekrem [sav]’e Kadir gecesinin hangi gün olduğunu sordu. Bu soruyu sorduğunda Ramazan ayından yirmi iki gece bitmişti. O [sav] da: 
“Kadir gecesini bu aydan geride kalan bu yedi günden birinde arayın!” [Mecmauz-Zevaid,3/175.]buyurdu.



ALINTI:  HOŞ GELDİN YA ŞEHRİ RAMAZAN tarafından eklendi

23 Temmuz 2013 Salı

Arkadan çekiştiren kişinin vay haline!

  HÜMEZE SÛRESİ


Gufran ayı Ramazan-ı Şerif'in neşesi her yerde hissediliyor bu günlerde. Gündüzleri oruç, mukabele, hayır-hasenat ile geçirmeye çalışıyor; geceleri teravih ve teheccüd namazlarının huzuruyla doluyor, sahurun bereketiyle neşeleniyoruz. 
Uzun yaz günlerinde Yaradan'ın emrine itaat için yemiyor içmiyor, nefsin her tür isteklerine bir "dur" ihtarı veriyoruz. Tuttuğumuz orucu gıybet çukurunda kirletmemek için dilimize düşen her türlü kötü sözden kaçınıyoruz. Ve belki de nefsimizi en çok da mümin kardeşimizin arkasından konuşmamak için zorluyoruz. 

-


O halde, İlahi Beyan'ı bir daha hatırlamak için Hümeze Sûresi'nin bize anlattıklarına kulak verelim. Zira sûre, sosyal hayatta hepimizin en büyük problemlerinden biri olan ve kulluğumuzu derinden sarsan gıybet meselesine dikkat çekmesi bakımından manidar. 
Cenab-ı Hak kullarına, mal, mevki ve statülerine dayanarak insanları küçük görmemeleri, arkadan çekiştirmemeleri, onlarla alay etmemeleri konusunda şiddetli ikazda bulunur. 

Hümeze Sûresi, Mekke'de inmiş olup, 9 ayetten oluşur ve ismini birinci ayetindeki el-hümeze (arkadan çekiştirici,alaycı) kelimesinden alır. Hümeze ve lümeze kalıpları, onların bu işi alışkanlık haline getirdiklerine delalet eder. Çünkü bu kalıp, bir işi çokça yapan, meslek haline getiren kimse için kullanılır. 


Sûrenin nüzul sebebine baktığımızda Ahnes bin Şüreyk veya Velid bin Muğire hakkında indiğini görüyoruz. Ahnes, çokça ayıplayan biri idi Velid ise Resûlullah'ın gıybetini yapmış, gıyabında aleyhine konuşmuştu. Kadı Beydavi, sûrenin 3. ayetindeki "Malının, kendisini ebedîleştirdiğini zanneder." 


Cümlesini şu şekilde tefsir eder: "Malının şu dünya hayatında kendisini ebedî kılacağını zanneder, ebedîliği sevdiği gibi malı sever. Veya mal sevgisi onu ölümden gafil kılar veya tul-i emele (uzun hülyalara) onu sevk eder de, kendini ölümsüz sanır. Ölümü hiç hesaba katmayan kimse gibi amel eder. bunda, insanı ölümsüz kılacak şeyin mal değil, ahiret için çalışmak olduğuna bir tariz vardır."
 

Dördüncü ayetteki 'kella' , 'hayır,asla' ifadesi, kulun bu zannına karşı bir ikazdır. "Bildin mi nedir hutame?" sorusuyla bu algının Allah'ın tutuşturduğu  bir ateş olduğuna dikkat çekilir. Eğer bir ateşi Allah yakmışsa, O'ndan (cc) başkası onu söndüremez. "Ki yüreklere işler." ayetinde kalbin özellikle nazara verilmesi, kalbin bedendeki bütün azalar içinde en latif olması ve elem yönüyle de en ziyade elem çekmesi itibarıyladır. Veya, o kalbin batıl inançlar ve çirkin amellerin kaynağı olmasındandır. Son iki ayet-i kerime, "O ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır. (Cehennem ehli) uzatılmış direklere bağlı oldukları halde." der. Beydavi'ye göre alaycı kimseler, hırsızların bağlandığı tomruklar gibi uzatılmış direklere bağlanmışlardır. 
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), kulun en büyük imtihanlarından gıybete karşı farkındalık uyandıran Hümeze Sûresi'ni okumanın ehemmiyetine şu sözlerle vurgu yapar: "Hümeze Sûresi'ni kim okusa, Allah ona Muhammed ve ashabıyla dalga geçenlerin sayısınca on katı haseneler verir."



   HÜMEZE SÛRESİ
                                                         
Bismillâhirrahmânirrahim       

1. İnsanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay haline! 
2. Ki O, bir mal toplamış ve onu durmadan saymıştır.
3. Malının, kendisini ebedî'leştirdiğini zanneder
4. Hayır. 
5. Bildin mi nedir hutame? 
6. O, Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir. 
7. Ki yüreklere işler. 
8. O ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır. 
9. (Cehennem ehli) uzatılmış direklere bağlı oldukları halde.

 

Alıntı: Yeni Bahar Dergisi/YANSIMALAR  

ASLIHAN KÖŞŞEKOĞLUKaynakça:Ali Ünal,Allah Kelamı Kur'an-ı Kerim ve Açıklamalı meali,  Define yayınları, Haziran 2011/ Kadı Beydavi, Muhtasar Beydavi Tefsiri, 4. cilt, Sel-sebil yayınları