1 Haziran 2013 Cumartesi

Haset ve Kıskançlık

 HASED VE KISKANÇLIK


“Az bela sanma efendi sen hasedi,
Mahveder hâsidi kendi hasedi...”(Muallim Nacî)
***
Hasedciye rahat, kötü huyluyu da şeref yoktur. (Ahnef bin Kays)

"


"İnsan yeryüzüne geldiğinden beri, kıskançlık ilişkileri Hz. Âdem’in (as) ilk oğlu Kabil, öz kardeşi Habil’i öldürmesi ile başladı.

Güzelliğini kıskanan kardeşleri tarafından küçücük Yusuf’u (as) kaybolsun diye bir kuyuya atmaları ile süre gelen günümüzdeki anlamsız çekişme ve savaşların başlıca sebeplerinin nereden ve hangi boşluktan olageldiğini ve kurtulmaya yönelik kaynak tavsiyeler nelerdir.? 


AYETLER 

Kitap ehlinin çoğu, hak kendilerine apaçık belli olduktan sonra, içlerindeki çekememezlikten ötürü, sizi, inandıktan sonra küfre döndürmeyi isterler. Allah’ın emri gelene kadar onları affedin, geçin. Allah muhakkak her şeye Kadir’dir. BAKARA 2/109. 


Yoksa onlar, Allah’ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna Kitab’ı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik. NİSA 54.

De ki: "Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasedcilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım."FELAK 113/1-5.


HADİSLER


Hadislerde, haset hakkında oldukça sert ifadeler yer almaktadır. Buna göre, "Bir kulun kalbinde îmânla haset bir arada bulunmaz." (Nesâî, Cihad, 8)

"Ateşin odunu yakıp bitirmesi gibi haset de iyilikleri yok eder."(İbn Mâce, Zühd, 22; Ebû Dâvûd, Edeb, 44).

Bir başka hadiste de kin ile hasedin önemli sosyal problemlere yol açan ahlâkî hastalıklar olduğuna dikkat çekilmektedir (Müslim, Îmân, 243).

Din kardeşliğini pekiştirmek ve sosyal barışı sağlamak için gerekli olan hususlar bir hadiste şu şekilde sıralanmaktadır: 

"Dedikodunun peşine düşmeyin, başkalarının kusurlarını araştırmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, kin gütmeyin. Ey Allah'ın kulları, kardeş olun!" (Buhârî, Edeb, 57, 58; Müslim, Birr, 24, 28, 30, 32. Diyanet)

“Kendiniz için istediğinizi mümin kardeşiniz için de istemedikçe kâmil mümin olamazsınız…” Buyurur Allah Resulü…


(1) “Mümin müminin kardeşidir. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz…” diye kardeşliğe çağırır Nebiler Nebisi…

(2)“İman etmedikçe cennete giremezsiniz. ( 3) Birbirinizi sevmedikçe de olgun mümin olamazsınız” der Efendiler Efendisi…


Rasulüllah’ın bu üç öğüdü bize çok şeyler söylüyor…Diğergâmlığı öğretiyor…


İmanın olgunlaşmasının önemini dile getiriyor…
Kardeşlikten bahsediyor…
Nesep kardeşliği kadar inanç kardeşliğinin önemini vurguluyor…

Cennete girmek için imanın, kâmil müminlik için sevginin şart olduğunu dile getiriyor…
Getirdiği dinin önemli güzelliklerini gözler önüne seriyor…
Zira İslam:
Sevgi ve saygıyı önceleyen bir dindir...
Kardeşlik duygularının öne çıkarılmasını isteyen bir inanç sistemidir…
Bencillik yoktur İslam’da…
Kin, düşmanlık, nefret duygularına yer yoktur O’nda…
Menfaatperestlik, bencillik yasaktır dinimizde…
Hasbîlik vardır…
Fahrilik vardır…
Samimiyet vardır…
Teslimiyet vardır…
Bende olan kardeşimde de olsun düşüncesi vardır…
Hasetlik, fesatlık yoktur.
İmrenmek, gıpta etmek vardır.
Ama hasetlik, fesatlık, bencillik, kıskançlık, düşmanlık duyguları öne çıkacak olursa, mutsuzluk başımıza çok şeyler getirecektir. 

Şairin dediği gibi:
(İnsanların gizli şeylerini araştırmayın, kusurlarını görmeyin, düşmanlık ve haset etmeyin, birbirinizi kardeş gibi sevin, çekiştirmeyin. 

Kaynak:

1- Buhari, İman, 13 

2- Buharî, Edeb 27; Müslim, Birr, 66

3- Müslim, İman, 22

4- Buhârî, Edeb 57, 58, 62; Müslim, Birr 23


Tasavvuf alimleri, haset ve kıskançlığı dört derecede değerlendirmişlerdir: 


1. İnsan, haset ettiği kişide bulunan nimetin yok olmasını ister. Bu nimet kendi eline geçsin veya geçmesin önemsemez, yeter ki kıskanılan kişi o nimeti kaybetsin, zarara uğrasın. Kıskançlığın ve hasedin en tehlikelisi budur.

2. Kişi, haset ettiği kişinin sahip olduğu nimetin kendisine geçmesini ister. Amaç, o nimete sahip olmaktır.

3. Kişi, başka bir kişideki nimetin aynısını veya benzerinin kendisinde olmasını ister. Kendisi de sahip olamayacaksa, karşısındaki kişinin de sahip olmasını istemez.

4. Kişi, başka birinin sahip olduğu nimetin benzerinin kendisinde de olmasını ister. Ancak kıskandığı kişinin nimetinin yok olmasını istemez. Bunlardan sadece sonuncusu zararsızdır.

  SEBEPLERİ

1. Düşmanlık: Birisine karşı beslenen düşmanlık sonucunda haset ve kıskançlık duyguları gelişir; bunun sonucunda kavga vb. çekişmeler ortaya çıkar.
-

2. Birisinin üstünlük taslamasına karşılık: Bir insanın başka bir insana karşı üstünlük taslaması ve diğer insanları küçük görmesi durumunda, buna karşı kıskançlık ve haset duyguları oluşabilir.

3. Amacına ulaşamama endişesi: Kişinin belirlediği hedeflere, amaçlara ulaşmasında karşınsındaki kişiyi rakip görmesinden dolayı kıskançlık oluşabilir.

4. Makam, mevki sevgisi ve liderlik arzusu: Bazı insanlardaki aşırı statü, makam, mevki, hükmetme hırsı, kıskançlığa ve haset duygulara sebep olabilir.

5. Kötü huyluluk ve cimrilik: Bazı kişiler gereksiz yere insanlardaki nimetleri kıskanarak Allah'ın nimetine karşı cimrilik ederek bu duygularının esiri olurlar.Bu nedenlerle insanlarda; güzellikte, bilgide, düşüncede, malda, parada, makam-mevkide, şöhrette kendisinden daha üstün olan kişileri gördüklerinde ya da öyle olduklarına inandıklarında, kıskançlık duyguları oluşabilir.

(Müminin kalbinde imanla haset bir arada bulunmaz.) [Beyheki]

(Müslüman hayırlı olur. Haset edince hayır kalmaz.) [Taberani]

(Hasetten kurtulmak zordur. Haset ettiğiniz kimseyi incitmeyiniz!) [İ. Ahmed]

(Hasetten sakınınız! Ateş odunu yakıp yok ettiği gibi, haset de hasenatı yok eder.) [Ebu Davud]


Çare kalpte gizlidir:

Bu konuda, Dr. Muhammed Bozdağın çok anlamlı Tavsiyesini alıntı yaparak paylaşmak istedim: Kıskançlık sorun çözmez. İnsanın kalbine kıskançlık koyması, içine bir dinamit fıçısı doldurmasından daha dehşetlidir. Dinamit işini birden bitirir; kıskançlık ise kalpte ebediyen patlamaya devam eder. 

Kurtuluşun çaresi: 
1)Allah’ın sana verdiğini şükürle sahiplen! 
2) Allah’ın başkasına bağışladığından bakışını çek! 
3) Tüm dünyevi değerlerini kasapta asılan etler gibi ölüm mührüyle damgala! 
4) Benliğini bedeninle birlikte soyunup hiçliğe savur ki, hafifleyen ruhaniyetin kanatlanıp göklere yükselsin! 
5) İlahi ahlak aracılığıyla Allah’ın rahmet okyanusuna tutun ki, sıradan su savaşlarına karışmayasın. 


Hiç yorum yok: